Güncel
“Emekliler Ayrıcalık Değil Hakkını İstiyor”
Emekli Memur-Sen, emeklilerin sorun ve taleplerini duyurmak, çalışan ile emekli arasındaki gelir uçurumuna dikkat çekmek amacıyla Memur-Sen Genel Merkezinde basın açıklaması düzenledi.
Emekli Memur-Sen Yönetim Kurulu adına konuşan Emekli Memur-Sen Başkanı Ali Küçükkösen, emeklilerin taleplerinin göz ardı edildiğini ve altı aydır aylıklarının hak ettikleri seviyeye çıkmadığını söylediği konuşmasında, “Mevcut aylıklarla emekliler; ne 6 ay daha mücadele edecek, ne geçim derdini sürdürecek, ne de hayatını idame ettirecek seviyededir. Emeklileri; “yaşlı” olarak gören bakış açısına karşı, “tecrübeli, kararlı ve hürmet görmeyi hak eden” gerçeğini yansıtmak için buradayız. Hakkımız olanı almak ve sendikal hakka kavuşmak için mücadelemizde kararlıyız” dedi.
Ortada büyük bir adaletsizliğin olduğunun altını çizen Küçükkösen, “Kamu personel sistemi kurgulanırken; kamu hizmetine ya da kamu görevlisine ilişkin bir süreç esas alınmamıştır. Kamu görevlisi gibi emeklisi de personel sisteminin bir parçasıdır. Mevcut kadro unvanı üzerinden kamu görevlisine yapılan iyileştirmeler, kamu görevlisi emeklisini de etkilemektedir. Mevcut kadronun ek göstergesi artarsa, emekli kamu görevlisinin de ek göstergesi artar. Mevcut kadronun taban aylığı artarsa, emekli kamu görevlisinin de taban aylık tutarı artar. Mevcut kadronun aylık, gösterge aylığı, kıdem aylığı artarsa, emekli kamu görevlisinin de bu unsurların artış oranına göre emekli aylıkları artar. Yani, kadro sadece kamu çalışanına verilmiş bir hak ve menfaat değil, aynı zamanda kamu emeklisini de kapsayacak bir haktır” diye konuştu.
“Emeklilik yıllarca verilen emeğin sonucunda elde edilen bir haktır”
Kamu görevlisinin görev ve emekli aylığı arasındaki adaletsiz farka, “bütçe tasarrufunu en rahat emekliden yaparız”, “8.077 TL’yi kamu görevlisine verelim, emeklisine sessiz kalalım” anlayışının sebep olduğunu ifade eden Küçükkösen, “Gelişmiş ülkeler emeklilerini, el üstünde tutup, haklarını artırmak, hayat standartlarını yükseltmek için düzenleme yaparken, bizdeki mevcut durumda; emeklileri devletimize yük ve ek maliyet gibi gösteriyorlar. Sıkılaşma politikaları, mali disiplin hükümleri, tasarruf tedbirleri en çok emeklilerin üzerinde uygulandı ve uygulanmaya da devam ediyor. Emeklilik, hazineye gider ya da devlete maliyet değil; yıllarca verilen emeğin, sonucunda elde edilmiş bir haktır” şeklinde konuştu.
Küçükkösen: En düşük emekli aylığı asgari ücretin dahi altında kaldı
Küçükkösen, kamu görevlilerinin emekli oldukları takdirde maaşlarının %50’den fazla düşeceğini bildikleri için emeklilik hayali dahi kuramadıklarının altını çizerek, “Bizlere, emekli olup geçim derdi yaşamayı mı? Yoksa kamu personel sistemini ve personel istihdamını olumsuz etkileyecek şekilde zorunlu emekliliğe kadar çalışmayı mı tercih edeceğimizi bilemediğimiz bir sistem dayatılıyor. Çalışırken elde edilen birçok gelir; ek ödeme, fazla çalışma, tazminat, hatta eş ve çocuk yardımı emekli olduğunuzda kesiliyor. Sosyal devlet ilkesinin en temel unsuru adalet terazisini doğru kurmaktan geçmektedir” dedi.
En düşük kamu görevlisi aylığı olarak belirlenen 14.700 TL’nin asgari ücretin dahi altında kaldığını vurgulayan Küçükkösen, işçi emeklilerin aylıklarının ise bu tutardan çok daha alt seviye olduğunu hatırlattı.
“Emeklinin sesi duyulsun, sorunları ötelenmesin”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Memur maaşlarındaki artışlar otomatik olarak emeklilere de yansıyacak” sözünün aradan geçen altı aya rağmen hâlâ hayata geçmediğini söyleyen Küçükkösen, “Biz, ayrıcalık ya da hakkımız olandan fazlasını istemiyoruz. İnsan onuruna yakışır emekli aylığı almak, bizi etkileyen toplu sözleşme masasını etkilemek, temsil hakkımızı kullanmak istiyoruz. Devletimizden beklentimiz; kamu görevlilerine yapılan seyyanen ödemenin emeklilere de yansıtılması, çalışan-emekli arasındaki uçurumun azaltılması, eksikliklerin gidermesi, sesimizin duyulmasıdır” diyerek konuşmasını tamamladı.